Kemer Takılı Olmayınca Airbag Açılır mı? Bir Hikâyeyle Anlatmak İstedim...
Selam forumdaşlar,
Bugün size basit bir teknik sorunun ötesine geçen, içimde biriktirdiğim bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bazen bir “emniyet kemeri” ya da bir “airbag” sadece mekanik bir detay gibi görünür. Ama yaşananların içinde, insanın kalbine dokunan ve bakış açısını değiştiren çok daha büyük anlamlar saklıdır.
Yolculuğun Başlangıcı
Geçen yaz, uzun zamandır görüşmediğim iki dostumla yola çıktık. Biri çocukluk arkadaşım Murat, diğeri ise üniversiteden beri hayatımda olan Aslı. Arabayı ben kullanıyordum, Murat yanımda oturuyordu, Aslı ise arka koltukta. Hepinizin bildiği gibi erkekler genelde yolculuk planını harita gibi düşünür, stratejik davranır; kadınlar ise o yolculuğun ruhunu, insan ilişkilerini ön planda tutar. Bizim yolculuk da işte böyle bir ikili denge üzerine kurulmuştu.
Daha yola çıkar çıkmaz Murat bana dönüp,
“Bak, senin arabada airbag var ama kemer takılı olmayınca çalışır mı sence? Ben kemerle pek rahat edemiyorum.” dedi.
Aslı ise hemen araya girdi:
“Murat, lütfen saçmalama. Senin canın önemli. Kemer takmak rahatlıktan çok güven meselesi.”
O an arabanın içi iki farklı dünyanın yansıması gibiydi. Murat, tipik erkek mantığıyla “çözüm odaklı” bir soru sormuştu: Teknik olarak kemer takmazsa airbag açar mı? Aslı ise “ilişkisel” tarafı yakalayıp duygusal bağ kurmuştu: “Senin canın bize lazım.”
Bir Anlık İhmal
Yolun devamında sohbet koyulaştı, müzik açıldı, kahkahalar yükseldi. Ama içimde ince bir huzursuzluk vardı. Çünkü Murat’ın kemeri hâlâ takılı değildi. Ben direksiyona odaklanmaya çalışırken gözüm sürekli yanımdaki boş tokada kayıyordu.
Yaklaşık bir saat sonra, yolda önümüze aniden bir köpek fırladı. Frenlere bastım, araba savruldu. İçimizden geçen korkuyu anlatmaya kelimeler yetmez. Araba şükür ki büyük bir kaza yapmadan durdu. Ama o anda Murat’ın kafasının ön cama çarpma ihtimali gözümün önünden film gibi geçti.
Allah’tan ciddi bir şey olmadı. Fakat o an Murat, ellerini titreyerek yüzüne kapattı. Aslı da ona sarıldı. Ben direksiyonda derin bir nefes aldım, ellerim terden kayıyordu.
Gerçeğin Yüzleşmesi
Yolun kenarında bir süre durduk. Murat başını öne eğdi ve kendi kendine konuşmaya başladı:
“Ya airbag açılsaydı? Ben kemer takılı değildim… O zaman bana faydası değil, zararı olurdu değil mi?”
Aslı gözyaşlarını silerek yanıtladı:
“Sen hâlâ tekniğini mi düşünüyorsun? Biz az kalsın seni kaybediyorduk. Airbag açılır mı açılmaz mı, mesele o değil. Kemerin yoksa zaten bütün denge bozuluyor.”
Murat ise hâlâ kafasındaki soruya cevap arıyordu. O anda ona döndüm ve sakin ama net bir sesle söyledim:
“Murat, teknik kısmı şöyle: Çoğu modern araçta airbag sistemi, kemer takılı olsun ya da olmasın açılır. Ama… kemer yoksa o yastık seni korumaz, tam tersine daha kötü bir şekilde yaralayabilir. Çünkü airbag kemerle birlikte çalışmak üzere tasarlanmış. Tek başına mucize yaratmaz.”
Murat sessizleşti. Gözlerinde ilk kez pişmanlıkla karışık bir farkındalık belirdi.
Kadın ve Erkek Bakış Açılarının Çatışması
O an arabada küçük bir tartışma başladı.
Murat: “Yani benim asıl sorum cevabını buldu. Açılır ama fayda etmez.”
Aslı: “Hayır, mesele teknik değil! İnsan kendini sevdikleri için korur. Senin canın sadece senin değil. Bizim de hakkımız var seni sağ salim görmekte.”
Aslı’nın gözlerinden akan yaşlar, Murat’ın tüm mantıklı açıklamalarını susturdu. Çünkü erkeklerin çözüm odaklılığı bazen hayatın özünü görmeyi zorlaştırıyor. Kadınların empatik yaklaşımı ise kalbe dokunuyor, meseleye bambaşka bir derinlik katıyor.
O an anladım ki, emniyet kemeri takmak sadece teknik bir zorunluluk değil. Bir babanın, bir kardeşin, bir eşin, bir arkadaşın “ben buradayım ve kendimi koruyorum, çünkü siz değerlisiniz” deme şekliydi.
Kıssadan Hisse
Forumdaşlar, bu yolculuk bana çok şey öğretti.
* Airbag, kemer olmadan açılabilir ama sizi korumaz.
* Kemer olmadan açılan airbag, ölümcül bile olabilir.
* En önemlisi, kemer sadece sizin değil, sevdiklerinizin de güvenliği için takılır.
Murat o günden sonra kemerini takmadan araca binmedi. Hatta geçenlerde bana mesaj atıp, “Artık kemeri takmazsam huzursuz oluyorum. Aslı’nın sözleri aklıma geliyor.” dedi.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Ben kendi hikâyemi paylaştım. Teknik bilgiyi de, duygusal tarafını da yaşadım. Sizce de bazen erkekler “çözüm arayışına” fazla kapılıp olayın ruhunu kaçırmıyor mu? Kadınların empatisi bu tür konularda daha mı güçlü bir hatırlatıcı oluyor?
Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Siz hiç böyle bir yolculuk yaşadınız mı? Kemer ve airbag üzerine kendi tecrübeleriniz neler?
---
Bu hikâye 800+ kelimelik oldu. İstersen senin için daha da genişletip, karakterlerin geçmişine, ilişkilerine veya olaydan sonraki hayatlarına dair detaylar ekleyebilirim. İstiyor musun?
Selam forumdaşlar,
Bugün size basit bir teknik sorunun ötesine geçen, içimde biriktirdiğim bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bazen bir “emniyet kemeri” ya da bir “airbag” sadece mekanik bir detay gibi görünür. Ama yaşananların içinde, insanın kalbine dokunan ve bakış açısını değiştiren çok daha büyük anlamlar saklıdır.
Yolculuğun Başlangıcı
Geçen yaz, uzun zamandır görüşmediğim iki dostumla yola çıktık. Biri çocukluk arkadaşım Murat, diğeri ise üniversiteden beri hayatımda olan Aslı. Arabayı ben kullanıyordum, Murat yanımda oturuyordu, Aslı ise arka koltukta. Hepinizin bildiği gibi erkekler genelde yolculuk planını harita gibi düşünür, stratejik davranır; kadınlar ise o yolculuğun ruhunu, insan ilişkilerini ön planda tutar. Bizim yolculuk da işte böyle bir ikili denge üzerine kurulmuştu.
Daha yola çıkar çıkmaz Murat bana dönüp,
“Bak, senin arabada airbag var ama kemer takılı olmayınca çalışır mı sence? Ben kemerle pek rahat edemiyorum.” dedi.
Aslı ise hemen araya girdi:
“Murat, lütfen saçmalama. Senin canın önemli. Kemer takmak rahatlıktan çok güven meselesi.”
O an arabanın içi iki farklı dünyanın yansıması gibiydi. Murat, tipik erkek mantığıyla “çözüm odaklı” bir soru sormuştu: Teknik olarak kemer takmazsa airbag açar mı? Aslı ise “ilişkisel” tarafı yakalayıp duygusal bağ kurmuştu: “Senin canın bize lazım.”
Bir Anlık İhmal
Yolun devamında sohbet koyulaştı, müzik açıldı, kahkahalar yükseldi. Ama içimde ince bir huzursuzluk vardı. Çünkü Murat’ın kemeri hâlâ takılı değildi. Ben direksiyona odaklanmaya çalışırken gözüm sürekli yanımdaki boş tokada kayıyordu.
Yaklaşık bir saat sonra, yolda önümüze aniden bir köpek fırladı. Frenlere bastım, araba savruldu. İçimizden geçen korkuyu anlatmaya kelimeler yetmez. Araba şükür ki büyük bir kaza yapmadan durdu. Ama o anda Murat’ın kafasının ön cama çarpma ihtimali gözümün önünden film gibi geçti.
Allah’tan ciddi bir şey olmadı. Fakat o an Murat, ellerini titreyerek yüzüne kapattı. Aslı da ona sarıldı. Ben direksiyonda derin bir nefes aldım, ellerim terden kayıyordu.
Gerçeğin Yüzleşmesi
Yolun kenarında bir süre durduk. Murat başını öne eğdi ve kendi kendine konuşmaya başladı:
“Ya airbag açılsaydı? Ben kemer takılı değildim… O zaman bana faydası değil, zararı olurdu değil mi?”
Aslı gözyaşlarını silerek yanıtladı:
“Sen hâlâ tekniğini mi düşünüyorsun? Biz az kalsın seni kaybediyorduk. Airbag açılır mı açılmaz mı, mesele o değil. Kemerin yoksa zaten bütün denge bozuluyor.”
Murat ise hâlâ kafasındaki soruya cevap arıyordu. O anda ona döndüm ve sakin ama net bir sesle söyledim:
“Murat, teknik kısmı şöyle: Çoğu modern araçta airbag sistemi, kemer takılı olsun ya da olmasın açılır. Ama… kemer yoksa o yastık seni korumaz, tam tersine daha kötü bir şekilde yaralayabilir. Çünkü airbag kemerle birlikte çalışmak üzere tasarlanmış. Tek başına mucize yaratmaz.”
Murat sessizleşti. Gözlerinde ilk kez pişmanlıkla karışık bir farkındalık belirdi.
Kadın ve Erkek Bakış Açılarının Çatışması
O an arabada küçük bir tartışma başladı.
Murat: “Yani benim asıl sorum cevabını buldu. Açılır ama fayda etmez.”
Aslı: “Hayır, mesele teknik değil! İnsan kendini sevdikleri için korur. Senin canın sadece senin değil. Bizim de hakkımız var seni sağ salim görmekte.”
Aslı’nın gözlerinden akan yaşlar, Murat’ın tüm mantıklı açıklamalarını susturdu. Çünkü erkeklerin çözüm odaklılığı bazen hayatın özünü görmeyi zorlaştırıyor. Kadınların empatik yaklaşımı ise kalbe dokunuyor, meseleye bambaşka bir derinlik katıyor.
O an anladım ki, emniyet kemeri takmak sadece teknik bir zorunluluk değil. Bir babanın, bir kardeşin, bir eşin, bir arkadaşın “ben buradayım ve kendimi koruyorum, çünkü siz değerlisiniz” deme şekliydi.
Kıssadan Hisse
Forumdaşlar, bu yolculuk bana çok şey öğretti.
* Airbag, kemer olmadan açılabilir ama sizi korumaz.
* Kemer olmadan açılan airbag, ölümcül bile olabilir.
* En önemlisi, kemer sadece sizin değil, sevdiklerinizin de güvenliği için takılır.
Murat o günden sonra kemerini takmadan araca binmedi. Hatta geçenlerde bana mesaj atıp, “Artık kemeri takmazsam huzursuz oluyorum. Aslı’nın sözleri aklıma geliyor.” dedi.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Ben kendi hikâyemi paylaştım. Teknik bilgiyi de, duygusal tarafını da yaşadım. Sizce de bazen erkekler “çözüm arayışına” fazla kapılıp olayın ruhunu kaçırmıyor mu? Kadınların empatisi bu tür konularda daha mı güçlü bir hatırlatıcı oluyor?
Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Siz hiç böyle bir yolculuk yaşadınız mı? Kemer ve airbag üzerine kendi tecrübeleriniz neler?
---
Bu hikâye 800+ kelimelik oldu. İstersen senin için daha da genişletip, karakterlerin geçmişine, ilişkilerine veya olaydan sonraki hayatlarına dair detaylar ekleyebilirim. İstiyor musun?