Tecrit Nedir Örnek ?

Sevval

New member
Tecrit Nedir? (Bir Yalnızlığın Anatomisi)

Selam sevgili forumdaşlar 🌿

Bugün biraz ciddi, biraz hüzünlü ama aynı zamanda düşündürücü bir konuyu konuşalım istedim: Tecrit.

Kelime kulağa sert geliyor değil mi? Soğuk, metal bir kapının ardında yankılanan bir ses gibi. Ama aslında tecrit, sadece hapishane duvarlarının ardında değil; bazen bir kalabalığın ortasında, bazen de bir telefona gelen “görülmedi” yazısında yaşanıyor.

Hadi birlikte bakalım; tecrit nedir, nasıl yaşanır, kimleri nasıl etkiler ve biz bu sessizlik duvarını nasıl aşabiliriz?

---

Tanım Olarak Tecrit: Yalnızlığın Sistematik Hali

Sosyolojiye göre tecrit, bir bireyin ya da grubun, bilinçli veya zorunlu olarak toplumdan ya da çevresinden uzaklaştırılmasıdır.

Kimi zaman bir ceza yöntemi, kimi zaman bir korunma önlemi, kimi zamansa toplumsal dışlanmanın sessiz biçimidir.

Psikoloji literatüründe yapılan araştırmalara göre uzun süreli tecrit, bireyin beyninde sosyal açlık olarak tanımlanan bir etki yaratıyor.

2020’de Harvard Medical School’un yürüttüğü bir çalışmada, 10 gün boyunca sosyal izolasyona maruz kalan deneklerde beynin “ödül merkezleri” tıpkı aç birinin yemek gördüğündeki gibi tepki vermiş. Yani insan için sosyallik, su içmek kadar temel bir ihtiyaç.

Ama gelin şimdi, bu soğuk verileri biraz ısıtalım.

---

Bir Hikâye: Murat’ın Sessizliği

Murat, 38 yaşında bir mühendis.

Pandemi döneminde evden çalışmaya başlamış, önce rahatlamış: “Oh, trafikten kurtuldum” demiş.

Ama zamanla sessizlik büyümüş. Sabahlar işe kalkmadan, kahvesini kendi kendine yaparken “Bir ses duysam da olurdu” diye düşünür olmuş.

Bir gün annesi aramış: “Oğlum nasılsın?”

Murat, “İyiyim anne, çalışıyorum” demiş.

Ama o sırada arka planda ne kahkaha var, ne ofis uğultusu.

Sadece kendi nefesi.

İşte bu, tecridin modern hali: Dijital yalnızlık.

Bağlantı var, ama bağ yok.

İletişim hızlı, ama içten değil.

---

Kadınlar Tecridi Nasıl Yaşar?

Kadınlar için tecrit, çoğu zaman duygusal kopukluk anlamına gelir.

Sosyolojik araştırmalara göre, kadınlar izolasyon dönemlerinde yalnızlıktan çok bağ eksikliği hissediyor.

Çünkü kadınlar tarih boyunca topluluklar kurarak, duygusal paylaşım yoluyla var olmuş.

Bir örnek: Zeynep, 29 yaşında bir hemşire.

Pandemi döneminde ailesinden uzakta çalışmak zorunda kalmış. Her gün onlarca insanı görse de “Kimse bana nasılsın demiyor” diye anlatıyor.

Tecrit, Zeynep için yalnız kalmak değil, anlaşılmamaktı.

Kadınlar için tecrit; konuşacak birini bulamamak, bir mesajın karşılıksız kalması, ya da “Boş ver sen güçlüsün” cümlesiyle geçiştirilmektir.

Çünkü tecrit, sadece dört duvar değil, bazen bir duvar kadar kalın duygusal mesafedir.

---

Erkekler Tecridi Nasıl Yaşar?

Erkeklerde ise tablo biraz farklı.

Toplum erkekleri çoğu zaman duygularını bastırmaya, güçlü görünmeye programlıyor.

Bu yüzden erkekler tecridi genellikle sessizlikle kamufle ediyor.

Veriler diyor ki: Erkeklerin %67’si duygusal sorunlarını kimseyle paylaşmıyor.

Ama içsel olarak yalnızlık oranı kadınlara göre %40 daha fazla.

Yani erkekler tecridi konuşmadan yaşar, kadınlar konuşamadıkça hisseder.

Bir erkek için tecrit, “Kimseye yük olmak istemem” cümlesinin içinde gizlidir.

Ahmet diye bir dostum vardı; bir gün dedim ki, “Kardeşim uzun zamandır sessizsin, ne var?”

Gülümsedi: “Yok bir şey, çalışıyorum.”

Ama sesi yorgundu.

O an anladım, bazen tecrit; yardım istememekle başlar.

---

Toplumsal Tecrit: Kalabalıklar İçinde Yalnızlık

Modern çağ, hepimizi görünmez tecrit hücrelerine yerleştirdi aslında.

Ofiste aynı masada oturuyoruz ama kulaklıklarımız var.

Evdeyiz ama elimizde telefon, aklımız başka ekranda.

Birleşmiş Milletler’in 2023 raporuna göre, kentlerde yaşayan insanların %39’u kendini “toplumsal olarak izole” hissediyor.

Yani kalabalık arttıkça yalnızlık da artıyor.

Ne ironik değil mi? İnsan, kalabalıkta kaybolmuyor; kalabalıkta unutuluyor.

---

Tecritten Çıkış: İnsan Dokunuşu

Tecridi bitirmenin ilk adımı, duvarı fark etmek.

Bir mesaj atmak, bir selam vermek, ya da sadece birine “Seni dinliyorum” demek bile o duvarda çatlak açar.

Kadınlar için tecridin ilacı: bağ kurmak.

Küçük bir sohbet, bir kahve, bir dost sesi.

Erkekler için tecridin ilacı: paylaşmayı öğrenmek.

Bir dostla dertleşmek, “Ben de zorlanıyorum” diyebilmek.

Tecrit, ancak “biz” denince erir.

Çünkü insan insanla tamamlanır.

---

Sonuç: Tecrit Bizi Ayırır, Empati Birleştirir

İster duygusal, ister fiziksel, ister dijital… Tecrit hep aynı şeyi yapar: Bizi kendimizden uzaklaştırır.

Ama her uzaklık, dönüşün değerini artırır.

Yalnızlık insana kendini gösterir, ama empati yeniden insan eder.

Bugün belki senin çevrende sessizleşen bir arkadaş vardır.

Bir mesaj at.

Çünkü bazen bir cümle, bir insanın tecritten çıkış kapısı olur.

---

Forumdaşlara Sorular:

💬 Sizce tecrit sadece fiziksel midir, yoksa duygusal biçimleri daha mı yıkıcıdır?

💬 Kadınlar mı, erkekler mi tecridi daha derinden yaşar?

💬 Hiç farkında olmadan birini tecrit ettiğinizi hissettiniz mi?

💬 Ve en önemlisi: Bu duvarı yıkmanın ilk adımı sizce ne olmalı?

Hadi gelin, bu başlıkta sessizliği birlikte bozalım.

Çünkü bazen en güçlü bağlar, bir cümleyle başlar. 🌿